3 Kasım 2009 Salı

AYNALARA KÜSMEDİM, HALA GÜZELİM/HURİ SAPAN

Bir zamanlar sesiyle ve fiziğiyle herkesi kendine hayran bırakan Huri Sapan katıldığı İzdivaç programıyla eskisi gibi yine gündeme geldi. Talibi olduğu beyle konuşmak için telefonla canlı yayına bağlanan Huri Sapan’ın önce şaka yaptığı sanılmıştı ama Huri Sapan gerçekten hayatını geçirebileceği bir hayat arkadaşı arıyordu kendine. Her zaman evliliğe açığım diyen Huri Sapan ile evliliğini, kırgınlıklarını, beklentilerini ve eski şaşalı günlerini konuştuk.

On yıldır yalnız yaşadığını söyleyen Huri Sapan bir çılgınlık yaptım ve izdivaç programına katıldım diyor. Her zaman evliliğe açığım diyen ünlü türkücü Huri Sapan Hürriyet Gazetesi’nde spor yazarı olan ikinci eşi İlhan Söyler’e de evlenme teklifini kendisi yapmış. Hâlâ İlhan Bey’i sevdiğini itiraf eden sanatçı geçenlerde şaka yollu da olsa ikinci teklifi kendisinden beklediğini dile getirmiş…

Sizi izdivaç programına katılmanızla tekrar hatırladık sahneleri bıraktınız değil mi?

Sahneleri bırakmadım esasında, Faaliyet olmadığı için televizyon yapımcıları ve gazeteciler de genç nesil olduğu için beni hatırlamıyor. O yüzden kopukluk oldu. Şimdi yeni sanatçılar çıktı, Türkiye’nin nüfusu da genç ve bizim okuduklarımızı dinlemiyorlar, pek tutmuyorlar. Ancak bizim jenerasyon dinliyor. Çok faal olmasam da yine çalışıyorum. Kaset çalışması yok zaten en büyük sanatçıların bile kasetleri şu sıra satılmıyor. Ekstralara, festivallere gidiyorum. Üç senedir Kayseri’de yazları düğünler oluyor oralarda program yapıyorum.

İzdivaç programına katılmanızın sebebi yeniden hatırlanma isteği mi yoksa gerçekten evlenmek mi istediniz?

Televizyonu izlerken bir anda karar verdim. On senedir de yalnızdım Bir çılgınlıktı. Oğluma beni çok sık aramadığı için kızgındım onun için yaptım. Her gün aramasını isterim ama o da pek öyle aramaz. Bir gece tansiyonum çıkmıştı ve yalnızdım, çok kötü olmuştum. Üç dört gün arayan sormayan olunca üzülmüştüm. Son zamanlarımızı birlikte geçiririz, hayat arkadaşı oluruz diye de o amcaya talip oldum. Herkes reklam yaptığımı zannetti ama değildi.

Oğlunuz için mi izdivaçtan çekildiniz?

Evet, çok tepki gösterdi. Çok üzülmüş. Kolit rahatsızlığı artmış hemşire olan gelinim söyledi. Serum takmışlar ben de çok üzüldüm. Şimdi de konuşmuyoruz

Niye istemiyor ki evlenmenizi?

Evlenmeme karşı değil aslında. İzdivaç programlarından bir eş bulmam hoşuna gitmemiş. Birinin gelip istemesine ya da tanıştırmasına bir şey demiyor. Başka sanatçılar gibi her hafta biriyle mi adım yazılıyor diye haber yolladım ona. Namusumla şerefimle hiçbir sansasyona karışmadan bu yaşına kadar getirdim oğlumu. Her zaman evliliğe açığım, evlenmeyi düşünüyorum.

Pişman mısınız izdivaç programına çıktınız diye…

Yok değilim. Seviyeli bir program ve hoşuma giderek izliyorum. Zararından çok yararı oldu. Seneler sonra ses getirmiş oldu. Telefonlarım durmak bilmiyor.

Talip olduğunuz bey nasıldı?

İyi biriydi ama çok umduğum gibi bir bey değildi. Vücut olarak da çok düşkün bir haldeydi. Seksen sekiz yaşında babam var onun bile koluna girmeden yürüyebiliyor. Sonra programa katıldığımda bana bir çiçek bile getirmemiş. Hâlbuki on üç senelik eşim her gün bana somon rengi gül getirirdi. Ben böyle şeylere önem veririm. Yine de iyi bir insandı.

HÂLÂ KOCAMI SEVİYORUM

Eşinizle niye boşanmıştınız?

Her kadının başına gelen aldatma yüzünden. İlkini affetmiştim ama ikincisini affetmedim. Yine de iyi biri olduğunu düşünürüm. Aldatmanın dışında bir hatası olmadı. Hala görüşürüz, ilk eşimden olan oğlumla da arası çok iyidir. Arkasından konuşmak benim tarzım değildir zaten. İyi günümüzde kötü konuşmuyorduk da ayrıldıktan sonra mı kötü olacağız. İyi tarafları ağır basıyor. Giderken bavulunu ben hazırlamıştım. Gözyaşlarım bavula aktı desem yalan olmaz.
Bir araya gelmeniz söz konusu olmadı mı?
Hiç olmadı. Peşin konuşmayı istemem ama Allah yazdıysa, bizi bir araya getirecekse neden olmasın. Çünkü ben hala kocamı seviyorum. Aldattıktan sonra “bir sene sana mühlet veriyorum, eğer bir sene sora pişman olur da dönersen affederim, bir seneyi geçerse istemem” demiştim. On sene oldu.

Aa, ne gelen var giden…

Olsun. Yine de görüşüyoruz. Geçenlerde çalıştığı gazeteye gittim, yemek yedik birlikte. Yanımda oğlum da vardı hatta ona takılıp ‘ilkinde ben evlenme teklif etmiştim şimdi sıra sende, sen bana teklif edeceksin’ dedim. Eşim biraz utangaçtır bunun üzerine kızarıp bozarmıştı.

Sizin tarafınızdan yapılan evlenme teklifini de anlatsanıza…

İşte bu çok utangaç biriydi, evlenmek istediğini hissediyordum ama söyleyemiyordu. Bir arkadaşımızın düğününe gitmiştik. Orada gelinle damadı çok beğendiğini söyleyince ben de “hadi gel biz de evlenelim” dedim. O da benden bekliyormuş gibi” iyi evlenelim “demişti. On üç sene evli kalktık ve çok da mutluyduk. Aramızda hiç kıskançlık yoktu.

Tanışma hikayeniz nasıl olmuştu?

Mahmut Hekimoğlu ile nişanı attığım dönemdi. Arkadaş grubumuzla Vahdet Vural’ı dinlemeye gidecektik. Bir arkadaşım telefon açıp gazeteci bir arkadaşım da gelmek istiyor deyince ben de “tabii canım niye gelmesin koskoca gazino” demitim. Meğer o da o gece bir başka şarkıcı hanımla çıkacakmış ama onu ekip bizimle gelmiş. Daha sonra da görüştük bir gün beni evden almaya gelmişti, kapıyı açtığımda gözümün bir tarafı boyanmış bir tarafı boyanmamıştı bu onun çok hoşuna gitmiş. Güya sanatçılar kapılarını kendileri açmaz ya o çok hoşuna gitmiş. Hep dışarı çıkıyorduk ama aramızda aşk maşk konuşulmazdı. Londra’ya gideceğim akşam biraz açılmıştı gitmeseniz olmaz mı diye. Ben o zaman bir şeyler olduğunu anladım tabii. Gitmek zorundayım, söz verdim dedim. Gidince beni arayın konuşuruz demişti, her gün dört saat telefonla konuşur olmuştuk.

ÇOK TALİBİM OLURDU

Yeniden bir şans verilse ne yapmak istersiniz?

Şimdiki sanatçılar çok şanslı. Reklamlara çıkıp televizyon programları yapıyorlar. Bizim neyimiz eksik? Konserleri de yeni nesil sanatçılar yapıyor. Halbuki program yapacak Muazzez Abacı’lar, Emel Sayın’lar var, her türlü parayı gençlere kazandırıyorlar. Zaten zamanında çok paralar kazanmadık ki.

Yeni nesil şarkıcılardan beğendikleriniz var mı? Neşet Ertaş’ı tanımayan Nil Karaibrahimgil’i mesela…

Aman aman beğendiğim popçular yok. Aman zaten o kızı sanatçıdan saymıyorum ki. Sanatçılıkla alakası olmayan biri. Ses de yok, kedi gibi mır mır. Çok büyük gaf yapmış, dokuz yaşındaki torunum bile tanır. Böyle terbiyesizlik olur mu? Sen kimi tanıyorsun o zaman?

Şimdiki sanatçıların bir kısmında görüntü var ses yok. Sizin maşallah hem sesiniz güzel hem de fiziğiniz… Çok talibiniz olur muydu?

Çook olurdu, çok. Sahnede çok ciddi biriydim, beni bilirlerdi. Daireler, Mercedes anahtarları bırakanlar olurdu. Ankara’da Dedeman otelinde kalırdım, oranın çapkın erkekleri otelin lobisine dolardı sanatçı ayarlamak için. Otelden içeri Rus asker gibi girerdim, pat pat yürüyüp resepsiyondan anahtarımı alır odama çıkardım. Yirmi beş otuz kişinin kafasının bir anda bana döndüğünü görürdüm. Ama hiç bakmazdım. Aynalara küsmedim aslında hâlâ güzelim. Sağ olsunlar desteklemişlerdi. Çok güzel bir sanat hayatım oldu sayelerinde. Eskiden daha çok değer verirlerdi.

Eski günleri nasıl hatırlıyorsunuz, kırgınlıklarınız var mı?

Çalışabileceğim en iyi sanatçı ve en iyi gazinolarda çalıştım. İzmir Fuarın da herkes bir iki ay çalışırken ben üç ay çalışırdım. Birbirimize daha çok saygılıydık. O zaman ki solistler şimdiki gibi değildi. Şimdiki sanatçıları da tanırım, ben ünlü bir türkücüyken onlar tanınmazken onların altında çalışırdım. Ama şimdi çok pişmanım çünkü çok vefasızlar. Başta Muazzez Ersoy mesela. Onunla uğraştığım kadar kız kardeşim olsaydı bu kadar uğraşmazdım. Eski tanıdıklarımı çok aradım aslında. Ne zannediyorlar acaba? Onlardan para isteyeceğimi filan mı düşünüyorlar, anlamadım. Beni düşmüş mü görüyorlar acaba? Seda Sayan ve Nükhet Duru’yla çalışmıştım, aynı odalarda kalmıştık. Her zaman kendine güvenemeyen insanın aşağılık kompleksi olduğunu söylerim, bunların hepsi de kompleksli. Ne sesleri ne solukları var.

Sahne kıyafetlerinizi yakmak istediğinizi okumuştum...

Evet, ama sahneyi bırakacağım zaman sahneye ait ne varsa hepsini kafamdan sileceğim. Resimlerimi yakmayı düşünüyorum. Sahneyle ilgili herhangi bir şeyi belli bir yaştan sonra hatırlamak istemiyorum. Belki bir beş sene sonra yaparım. Resimde gördüğünüz dostlarınızın şimdi yanınızda olmadığını görüyorsunuz. Fuarda çalıştığımız zamanlar bütün arkadaşlar odama gelir kalırdı, çok eğlenirdik. Sadece sanatçı değil diğer dostlarımın da olduğu fotoğrafları yakacağım çünkü sadece fotoğraflarda kalmışlar. Onları görmek istemiyorum.

Ferdi Tayfur’un hayatınızdaki yeri diye sorsam…

Ferdi Tayfur’u çok severim. Beyefendi biridir. Kimse o kadar güzel şarkısını başka bir sanatçıya verip okutmazdı. Ben o parçayı okudum diye benden çok sonraları kendisi okudu bana köstek olmasın diye. İki dileğim vardı ikisini de gerçekleştirdim. Biri Ferdi Tayfur’la sahnede düet yapmaktı. Gerçi onu tam gerçekleştirmedim sayılır çünkü televizyon programında da düet yapmak istiyorum. İkincisi Hüsnü Şenlendiricinin arkamda bir parça da olsa çalmasını istiyordum. Kayseri’de vakıf gecesi olmuştu. Yeliz sahnedeydi ve orada bulunan sanatçıları davet ediyordu. Hüsnü Şenlendirici ile Hakan Altun sahneye çıkmıştı. Sonra Yeliz beni sahneye alınca da ben de size anlattığım gibi bu duygumu anlatmıştım. Dileğimden biri de Hüsnü Şenlendirici’nin arkamda çalmasıydı ama maalesef klarnetini aldı gitti dedim. Bir anda “Biz de senin şarkılarınla büyüdük, olur mu öyle şey Ablacım, buradayım, ne demek” deyip klarnetiyle sahneye geldi. Huzurum Kalmadı şarkısını seslendirmiş oldum.


ŞENAY DÜDEK RÖPORTAJ İÇİN GAZİNONUN ÖNÜNDE BEKLERDİ
Eski gazetecilerin hepsi de ölmedi ya! Bir gün de arayıp sormadılar. "Yıllar önce röportaj yapmak için peşinde dolaştık, kapısında yattık" demiyorlar. Mahmut Hekimoğlu ile birada röportaj vermemi isterlerdi. Şenay Düdek Akasyalar gazinosunun önündeydi hep, arabada yatar gazino çıkışımı beklerdi. Bir kere bile aramadı.

Hiç yorum yok: