27 Nisan 2010 Salı

HANDE KAZANOVA

GÜZELLİĞİN İNSANIN BAŞINA DERT AÇTIĞINI DÜŞÜNÜRÜM


Hande Kazanova Habertürk Gazetesi’ndeki astroloji yazılarının yanı sıra şimdi de Habertürk ekranlarında ‘Öteki Gündem’ adlı programı hazırlıyor. Söyleşi için buluştuğumuz Hande Kazanova’yla programını, ‘Atatürk ve Kayıp Kıta Mu’ kitabının yazarı Sinan Meydan’ın 2 kez programa çağırılmasına rağmen iptal edilmesini, astrolojiye göre ekonomik krizin akıbetini konuştuk.


Oyunculuğa ‘Mahallenin Muhtarları’ dizisiyle başlayan Hande Kazanova daha sonra ‘Yanık Koza’, ‘Aşkına Eşkıya’ ‘Karamel’ ve ‘Kurtlar Vadisi’ dizilerinde rol aldı. Oyunculuk kariyerinin üzerine astroloji yazarlığını da ekleyen oyuncu uzun süredir Gazete Habertürk’te astroloji sayfalarını hazırlıyor. Kazanova aynı zamanda Habertürk kanalında ‘Öteki Gündem’ adlı programını da hazırlayıp sunuyor. Astroloji, Metafizik ve Parapsikoloji gibi konuların gündeme getirildiği programın yeni sunucusu Hande Kazanova ile biz de bir söyleşi yaptık.



‘Öteki Gündem’ programında yer almanız nasıl oldu?

Öteki Gündem programı zaten Habertürk’te yapılıyordu. Çok güzel bir programdı. Ben de buraya bir şeyler yapmak istiyordum, görüşmelerimiz sürüyordu. Astroloji konusuna karşı ilgimi kanalın başındakiler de gayet iyi biliyorlar. “Hande’cim bizimle bu yola çıkarsan çok memnun oluruz. Tam da senin tarzına uygun bir program” dediler. Böylece başlamış oldu. Yaklaşık bir buçuk aydır devam ediyor.

Programınızın içeriği ve konuk profiliniz nasıl?

Metafizik, parapsikoloji, komplo teorileri, 2012, astroloji, astronomi ve Türk Tarihi üzerine gündemde olmayan her konuyu konuşuyoruz. Herkesin bilgisini ortaya koyduğu, izleyenlerin bilgi edinebildiği bir program oldu. Aslında amacımız bir tartışma programı yapmak değil. Belirlediğimiz konu hakkında o görüşe inanan, inanmayan, tezi çürütecek ya da destekleyecek iki ya da üç konuk çağırıyoruz. Konuları bir sonuca bağlamıyoruz. İzleyenler karar versin istiyoruz. Ne kadar çok zıt fikirler gelirse gelsin hiçbir zaman bir olay yaşamadık şimdiye kadar. İnşallah bundan sonra da yaşamayız.

Sorun yaşamayız dediniz ama ‘Atatürk ve Kayıp Mu Kıtası’ hakkında konuşmak üzere çağırdığınız konuğu son anda iptal etmeniz üzerine basında birtakım polemikler yer almıştı, işin aslı nedir?

Bunun aslı yok. Bir önceki programda Türk Tarihindeki sırlar ve gizemleri işliyorduk. Konuğumuz Araştırmacı-yazar Oktan Keleş’ti ve beyaz piramitlerle ilgili bulguları paylaşmıştı bizimle. Acaba bunu mu tamamlasak diye düşünüp bir önceki programın devamı olsun dedik. Tiyatro çalışmalarım nedeniyle turnelere gittiğim için diğer konuya çok hazırlanamayacağımı düşündüğümüz için erteledik. Sanırım yanlış anlaşıldı.

Ama Sinan Meydan’ı 2 kez programınıza çağırıp makyaj odasından konu değişti deyip geri gönderdiğiniz ve aslında Atatürk hakkında konuşulması istenmediği yolunda bilgiler yer almıştı…

Valla hiç öyle bir politikamız yok. Hatta her türlü konuya girmeyi düşünüyoruz. Önümüzdeki haftalarda yapmak istediğimiz konuların başında geliyor bu konu. Niye yapmayalım? Hiçbir insandan ve konudan korkumuz yok. Hiçbir çekincemiz yok. ‘Öteki Gündem’ hakikaten tartışılması gerekenleri ön plana getiren bir program.

Yine Sinan Meydan’ı davet edecek misiniz peki?

Onun da Atatürkçülükle ve Mu kıtasıyla ilgili çok önemli kitapları var. Niye olmasın? Bu durum beni de çok üzdü. Hakikaten öyle bir şey yok. Kulaktan dolma bilgiler, kulaktan kulağa oyunu gibi basına yansıyor. Bir şey duyuluyor, o an iptal olduğunda kişinin sinirlenmesiyle ani tepki vermesiyle başka şekilde yansıyor. Ya da bazı medya kanalları başka olayların işini buradan çıkarmaya çalışıyor. İşin bu kadar büyüdüğünü bilmiyordum.

Yiğit Bulut sizin programınıza karışıyor mu?

Bana hiç karışılmıyor. Bir ekibimiz var, yönetmenimizle bir araya gelip konularımızı belirliyoruz. Bu konularda bilgili ve gerçekten tecrübesine inandığım bir yönetmenle çalışıyorum. Yönetmenim de bu konulara meraklı.

Habertürk’e geçişiniz nasıl olmuştu?

Yeni Aktüel’de astroloji sayfaları hazırlarken teklif geldi. Fatih Altaylı’yla konuşup çok güzel bir konsept belirledik. Yapmayı istediğim farklı şeyleri burada sonuna kadar yapabileceğimi söylediler. Girdiğim gün itibarıyla hayatımın hiçbir döneminde bir yerde bu kadar çok huzurlu olmamıştım. Orada çok ayrı bir dünya var. Bir sorun olduğunda konuşuruz ve çözeriz. Çok mutluyum.

Astroloji konusunda bir kariyer yapacağınız planlı mıydı?

Astrolojiyle 15 yaşından beri hobi olarak ilgileniyorum. Nasıl daha farklı bilgiler öğrenebilirim, işin derinine nasıl inebilirim diye düşündüm. 1999 yılı için 11-27 Ağustos tarihlerinde Türkiye’nin başında bir şey gelecek diyordum. 17 Ağustos depreminden sonra da artık bu konuya daha fazla eğilmem gerektiğini düşündüm. Oyunculuğu da çok seviyorum, onun yeri ayrı ama insanın hobisinden para kazanması da çok güzel.

Oyunculukta aradığınızı, umduğunuzu buldunuz mu, hayal kırıklıkları yaşadınız mı?

Valla hiç hayal kırıklığı yaşamadım. İlk olarak Mahallenin Muhtarları dizisiyle başlamıştım ve sonrasında da çok büyük oyuncularla iyi projelerde yer aldım. Hiç pişmanlığım da yok. Daha yapacak çok işim var.


Kariyer planlamanızda 5 yıl sonra kendinizi nerede bulmak istiyorsunuz, planınız var mı yoksa astroloji haritanızın işaret ettiklerine mi bakıyorsunuz?

Haritama göre belirli dönemlerde baktığım doğru ama hayatımı tam anlamıyla ona göre yönlendirmiyorum. Astrolojinin en sevdiğim yanı özgür iradeye sahip olması. Fal gibi değil. Fal da bir şey olacak denir. Astroloji, olma ihtimalini söyler ama yine de her şey sana bağlıdır. Bazı şeyleri artık hayatımda yoluna koydum. Hayatımın en güzel dönemlerinden birini yaşıyorum. Kendimi çok daha iyi tanıyorum. Hem astrolojiyle birlikte hem de yaşadığım ilişkilerle birlikte artık kendimin daha çok farkındayım. Eskiye nazaran çok daha iyi bir noktaya geleceğimi biliyorum. O yüzden bence önümüzdeki dönemler ve gelecek benim için daha önemli. Yani şimdiki Hande’den daha ileride, daha kendini geliştirmiş ve daha ön planda olan bir Hande’yi göreceğiz. Bunu hissediyorum.

“Başrolde oynamak için fedakarlık yapmak gerekir” demişsiniz, ‘her başrol yönetmenin yatağından geçer’ klişesi miydi kastettiğiniz?

Hiç öyle düşünmedim. Hayattan fedakarlık etmek gerekiyor. Şu anda bir sürü işi aynı anda götürebiliyorum. Eğer başrol oynasaydım hiçbirine vakit ayıramazdım, onun sorumluluğu çok ağır. Sağlığınıza, yatış saatinize, beslenmenize dikkat etmeniz gerekiyor. Haftanın 6 günü gecenin geç saatlerine kadar çalışılıyor. Ben de başrol oynamak istemiyor muyum? Elbette istiyorum ama ciddi anlamda fedakarlık istiyor. Beraber oldukları insanlara, ailelerine vakit ayıramıyorlar. Normal insanlar gibi yaşamıyorlar.

Güzelin her alanda şansı vardır ya, oyunculukta ya da medyada güzellik gerekli mi ya da tek başına yeterli mi?

Tek başına güzellik yeterli değil ama gerekli. Ekran önünde olanların belli bir estetiğe uyması gerekiyor. Çok şart mı? Hayır. Barbara Streisand bana kalırsa çok güzel değil ama gayet çekici ve oynadığı filmler çok tutuluyor.


Güzel olmanın başa dert olduğu gerçeği de var. Güzel olan ‘sadece güzel değil, akıllıyım da aynı zamanda’ deme derdine düşer mi sizce?

Güzelliğin de her zaman insanın başına dert getirdiğine inanırım. Bir adım öne geçiyorsunuz ama sonrasında bedeli ağır oluyor. Güzel insanlar çok fazla enerji çeker, nazar gibi… Güzel birine ister istemez bakarsınız ama herkes iyi niyetle bakmayabilir. Benim başıma gelmedi ama güzel olunca da ciddiye alınmayabiliyorsunuz. Hepimizin beyni var, hepimiz kendimizi geliştiriyoruz, okuyoruz ama bu noktada bazen güzellik kilitleyici olabiliyor. Medya için güzelliğin gerekli olduğuna inanıyorum ama diğer işler için ilk başta kapıyı açsa da sonra değişiyor.

‘Bir kadın başka kadın için süslenir, kadın kadının kurdudur’ denir, kadın kıskançlığı konusunda ne söylemek istersiniz?

Ben kadınları çok seviyorum. Hemcinslerime bayılıyorum. Aslında herkes böyle düşünebilse. O kadar çok farklıyız ve ince detayları düşünüyoruz ki… Hayatı kafamızda inanılmaz güzel planlayabiliyoruz. Sadece biraz daha birbirimize güvenmemiz gerekiyor. Ben güzel kadınları da seviyorum, iyi bir şey yaptıklarında da gurur duyuyorum.

Begüm Kütük’le çok yakın arkadaş olduğunuzu biliyoruz, Erdil Yaşaroğlu’yla tanıştığında sizden de onay almış, siz de ona fikrini sorar mısınız?

Begüm çok sevdiğim bir arkadaşım. Bu camiada da güvendiğim biri. Bunun için tahtaya bile vurmayacağım o kadar eminim çünkü dostluğumuzdan. Bir şey olduğunda onu arayıp “Biriyle çıkmaya başladım” diyerek muhakkak fikrini alırım. Bir araya geldiğimizde de ortamın elektriğine bakarım. Bu çok önemli. Arkadaşınız ya da sevdiğiniz insanların onayladığı biri ilişki daha sağlam ve uzun olur. Daha önce birlikte olduğum kişi en yakın arkadaşlarımla uyuşmamıştı. Aşıkken insanın gözü bir şey görmüyor. Belli bir noktadan sonra ilişki yıpranınca o eksileri siz de fark ediyorsunuz.

“İdeal bir eş olduğunu düşünmüyorum” demişsiniz, bütün erkekler defolu mu?

Erkekler değil, zaman öyle. Kadınlar ve erkekler sürekli koşturuyor ve çok hızlı bir hayat içindeyiz. Aldığımız hiçbir şey bizi tatmin etmiyor. Bugün bir şey alıyorsak ertesi günü başka bir şey istiyoruz. Sürekli tüketmek istiyoruz. Mesela annem-babam 32 yıl bir yastığa baş koymuş, uzun yıllara dayanan ilişkiler yok. ‘60’lı yaşlarda bile el eleyiz ve hâlâ yanımdasın’ hikayeleri kalmadı artık. Evlenen arkadaşlarım var ama bir de 7 yıl sonrasını görelim diyorum. Eskiden 15-20 yıldan sonra badireler atlatılırdı şimdi bu süre daha da kısaldı. İnancım kalmadı ama olmaz mı? Olur.

Evlilik ve çocuk düşünüyor musunuz?

Artık düşünüyorum. Şimdiye kadar evleneyim diye düşünmedim belki de haritamda geç evleneceğimi gördüğü içindir. (Gülüyor). Çocuk için henüz karar vermedim.

Evleneceğiniz kişini burcu önemli olur mu?

Hayır. En iyi anlaşan burçların bile bir müddet sonra birbirlerini yıpratarak hiç anlaşamadıklarını gördüm. Kendi ilişkilerimde de yaşadım o yüzden hiç fark etmez.

Akrep’le Boğa, Başak’la Balık iyi anlaşır gibi bilgilere inanalım mı? Ne kadar doğruluk payı var?

Gazetelerdeki 12 burca indirgersek onların doğruluğuna inanmıyorum. Astroloji haritalarını karşılaştırmak, Merkür, Venüs, Güneş gibi birtakım gezegenlerin hangi evlerde olduğuna ve açılarına bakmak gerekiyor. Belki ana burçlar uyuşmuyordur ama genel haritada çok güzel bir uyum olabilir. Bütün verilerin birbirini destekliyor olması lazım. Hiçbir zaman mükemmel bir astroloji haritası yok tabii ki.

Astroloji ekonomik kriz için ne söylüyor?

Dünya ve Türkiye için 2010 kritik bir yıl olacak. Ekonomik krizin hem olumlu hem de olumsuz dönemleri olacak. Geçen yıla göre biraz daha rahat geçeceğini söyleyebilirim. Ama bazı olaylar hem ekonomik hem de siyasi hayatımızı etkileyecek. Şu arada ekonomide bir canlanma, borsada yükselme olsa bile 24-26 Nisan dikkat edilmesi gereken günlerden biri. Mayıs ayında da adımlarımızı atarken dikkatli olmalıyız. Planlı davranmalıyız. Arkamızdan dönecek olaylara karşı hazırlıklı olmamız gerekiyor. Temmuz-Ağustos ayının ikinci yarısı daha da riskli olacak. 11 Temmuz’daki güneş tutulması özellikle ordu ve hükümetin ciddi anlamda çatışmasına neden olabilir.

2012 yılı için sizin yorumunuz nedir?

Dünyanın siyasi ve ekonomik dengesi o kadar çok değişecek ki insanlık artık ortak bir kader içinde bulunacak. Artık daha bilinçli olacağız. Daha çok yanımızdakini düşünmeye başlayacağız. Ülke olarak komşumu çok seviyorum diyoruz ama insanların başarısını da çok çekemeyen bir toplumuz. İşi kendimiz değiştirmekle başlayacağız. Çevremizi de tabii ki. Ortak bir kader birliğine inanacağız ve ondan sonra çok da güzel bir dönem gelecek. En kritik süreçler bu dönüşümlerin devam ettiği 2010 ve 2011yılları olacak. Dünyanın sonu gelecek diye bir senaryoya inanmıyorum.

Hiç yorum yok: