Seni Seviyorum Rosa’ filmiyle Altın Portakal, tiyatro oyunlarıyla da birçok kez Afife Jale ve Avni Dilligil ödüllerini alan Sumru Yavrucuk, ‘Yabancı Damat’ dizisiyle daha büyük kitleler tarafından tanındı. Özellikle kadınlar dizideki Feride karakterini çok sevdi. Ekranların sevilen yüzü Yavrucuk, ‘Sevgili Dünürüm’ adlı diziyle evlerimize konuk olmaya devam ediyor.
Oyuncu olmak için babasından izin çıkmayınca annesiyle işbirliği yapan Sumru Yavrucuk, elinde bir tek bavul cebinde de tren biletiyle gizlice Ankara’ya yola çıkar. Hoş annesi de bu radikal kararı ilk kez öğrenince ayılıp bayılır ama sonra kabul eder. “Annem yanımda olmasaydı tiyatro benim için hayal olurdu” diyen Sumru Yavrucuk hikayenin gerisini kendi anlatıyor.
Konservatuvar sınavına girmek için uyguladığınız kaçış planını ilk ağızdan dinlesek…
Evimizde devlet dairesinden daha ağır işleyen bürokrasi vardı. Annem aracılığıyla 3 kez haber gönderip babamdan da 15 gün arayla ret cevabı gelince bir an önce bir şeyler yapmam gerekiyordu. O sırada babamın yurtdışına gitme programı vardı. Aynı gün babam evden yurtdışına gitmek için çıkacaktı arkasından ben. Mavi Tren biletimi ona göre ayarlamıştım. O sabah babamla gayet güzel sohbet edip uğurladık. Babam çıkar çıkmaz yatağın altından bavulumu aldığım gibi çıktım. Fakat babam vize problemi yüzünden geri dönmesin mi? Korkunç bir şeydi! 3 saat sonra eve gelip bakıyor ki; Sumru yok. Annem fenalaşıyor ve Ankara’ya gittiğimi söylemek zorunda kalıyor. Sonra şiddetli ve tehdit dolu telefonlar gelmeye başladı. Tiyatro ölümse şan bölümü müebbet hapisti. Ben de hafifletici nedeni tercih edip babama olan korkumdan şan bölümüne girdim. Sınavı kazanınca geri dönmedim. Daha sonra tiyatro bölümüne sınıf atlayarak kabul edildim.
Sonra babanızla aranız düzeldi mi?
Babam birkaç yıl içinde döneceğimi umut ediyordu. Bir türlü inanmak istemiyordu. Sanatçıların mutsuz olacağına dair inancı vardı. Benim de mutsuz olup acı çekmemi istemedi ve en başından bu işe mani olayım dedi, ama olmadı.
Peki, siz mutsuz oldunuz mu?
Hangi işi yaparsanız yapın mutluluğun yanı sıra mutsuzluk da olacaktır. Benim cennetim de cehennemim de sahne üzerinde oldu.
Verdiğiniz karardan memnunsunuz yani…
Kendime en yakışan yerin sahne olduğunu düşünüyorum. İnsanın kendini arındırabileceği, mutlu kılabileceği yerler olmalı ve ben de sahnede mutluyum. Tiyatro, ruhu çok besleyen bir tedavi şekli. Kısa bir süre de olsa kendi hayatınızdan soyutlanıp başka bir hayatı oynuyorsunuz. İnsan yaşı ilerleyip hayat tecrübesi edindikçe sahne üzerindeki arınma halini daha çok anlıyor.
KENDİMİZLE YÜZLEŞMELİYİZ
Oyuncu olmak şart değil ama herkesin biraz kendini tanıması ve keşfetmesi için drama çalışmalarına katılması gerek değil mi?
Kendimizle yüzleşmeye ihtiyacımız var. Kendimize uyguladığımız tabular ve itiraf edemediğimiz şeyler var. Yüzleşemezsek hiç kimseye faydamız dokunmaz. Tiyatrocu olsun olmasın drama çalışmak gerçekten herkesin çok işine yarayan bir şey.
Özellikle sosyal fobiyi yenmek için etkili bir çalışma ama bir söyleşinizde “ödül alacağım zaman en korktuğum şey konuşmaktır” demişsiniz…
Kesinlikle, çok fena! İşin kötüsü hiçbirinden de ders almıyorum. Bir kere olsa kem küm edersin ama maşallah ödüller de geliyor. Her seferinde de acemilik çekilir mi?
Siz de kürsüye çıkınca ‘ödül almış bir sanatçı rolünü’ oynasanız…
O zaman çok rahat oynarım. Ama Sumru olarak ödüllendirilmiş olmanın verdiği heyecanla cevap veremiyorum. Yoksa farklı karakterlerde oynayarak cevap verebilirim. Bu hakikaten bir problem.
Anneler her zaman için evin iyi polisi şeklinde daha fedakar ve daha işbirlikçiler… Ama aynı zamanda anne-kız ilişkisi nefret-aşk ilişkisini de barındırır sizin için annenizin önemi neydi?
Annemle sadece aşk ilişkim oldu. Çünkü ne olabileceğimi görüp ne yapmak istediğimi bilen kılavuz gibiydi. Hayal dünyamı çok geliştirdi. Onun anlattığı masallardaki kraliçeler ve Sindirella olmak isterdim. O kadar güzel anlatırdı ki…
Büyürken annenizin kızı mıydınız yoksa babanızın mı?
İlkokula başlayana kadar babamla evlenmeyi düşünürdüm. Mezun olduktan sonra benimle birlikte aynı projeye heyecanlanan ve endişe duyan bir babaydı. Hatta bazı çalkantılar yaşadığım zaman da hep beni motive etti. Hâlâ da öyle. Sahneye çıktığım ilk andan itibaren gurur duydu. O travmayı öğrencilik döneminde atlattım.
‘Sevgili Dünürüm’de canlandırdığınız karakteri seviyor musunuz?
‘Yabancı Damat’taki Feride’den çok farklı birini oynuyorum ve seviyorum. Feride çok sevilip kadınların idolü haline gelmişti. Her zaman oynadığınız rol o kadar yüksekte olmayabilir ve bu dizideki kadın da çok sevilmeyebilir. Çünkü didaktik ve sürekli ders veren biri.
Sumru Yavrucuk nasıl biridir desem… Sevdikleri, sevmedikleri, vazgeçemediği huyu…
Çok çabuk öfkelenebilirim ve en son söyleyeceğim sözü ilk başta söylerim. Diplomasi yapamam. Fazla tez canlıyımdır. Saplantılı bir şekilde çevreciyim. Mesela suyu gereksiz yere kullananları dövebilirim ve en büyük kavgaları da lavaboda el yıkanırken boşa giden sular için veriyorum. Çevreye karşı duyarlı olmayan ya da hayvanlara şiddet uygulayanlara ben de çekinmeden şiddet uygulayabilirim.
Türbanla uyutulmaya çalışıyoruz galiba
Tek kişilik oyununuz ‘Yalnız Kadın’ın ana fikri nedir?
Kadının ana fikri aynı, hiç değişmiyor. Şiddet görüp sindiriliyor ve hep acı çeken taraf oluyorlar. Genelde bir aşk ilişkisinde bir katil varsa o da bir erkek oluyor. Bu tür sorunları mizahi yolla güldürerek anlatan bir oyun. Seyirciler ağlanacak halimize gülüyor.
Geçmişe dönüp bakarsak, kadınlar kendilerini aştı mı?Aştılar mı bilemiyorum. Kanunlarda yeni değişiklikler oluyor. Engellilerle aynı statüde mi oluyor? Korunmaya muhtaç madde kapsamına mı giriyor? O zaman nasıl bir başarıdan söz edebiliriz ki? Siz kadının daha doğar doğmaz korunmaya muhtaç addederseniz o bir süre sonra korunmaya muhtaç hale gelecektir.
Türban konusunda ne söylemek istersiniz?
Benim namusumu yarım metreyle bir metre arasındaki bez parçasının belirleyemeyeceğini tabii ki biliyorum. Kapımızın önüne dayanmış ekonomik kriz, işsizlik, eğitim ve sağlık problemi varken türban konusuyla sadece uyutulmaya çalışıyoruz galiba.
10 Nisan 2008 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder